Networking: Çevrenizle Güçlenmek
--
Bu dönem aldığım, Turkish Business Environment adlı dersin ilk konuşmacı konuğu, “Torpil Değil Networking” adlı kitabıyla tanınan, yaklaşık 17 yıldır şirketlere danışmanlık veren Işıl Taysever.
Dersten kaptığım en önemli noktaları sizinle paylaşmak istedim. Bazılarımızın alışılmadık olarak nitelendirebileceği ilginç noktalar var.
- Bahsedilen ilk ve en vurucu noktalardan biri: Bir işe tanıdık referansı ile girmek ayıp değil.
Bu konuda “torpil” ile “referansın” ayırt edilmesinin en kolay yolu şu: Torpil yapan kişi, sırf o işte tanıdığı olduğu için o işe girmekte. Oysa bağlantılarını (referans) kullanan kişi, girmeyi amaç edindiği bir pozisyona daha olası bir aday olmak için tanıdıklarına kendi ihtiyacından, iş arayışından bahsediyor. Pozisyona uygunsa kabul ediliyor. Yoksa işe alınmıyor.
- Networking, yani bağlantı kurmak yalnızca profesyonel yardımlaşma amacıyla yapılan bir şey değil. Hayatta herhangi bir bakımdan tanıdıklarınıza ihtiyacınız olabilir.
- Networking yalnızca sizin ihtiyaçlarınız için yapılmamalı.
Karşıdakinin ihtiyacı, hatta içinde bulunduğunuz topluluğun faydalanması unutulmamalı. Şirketler, şirketin içindeki iletişimin artması için ciddi miktarda bütçeler ayırıyor. Bu iletişimin artması yani networking, şirketlerde veya diğer organizasyonlarda verimi arttırıyor, kurumu güçlendiriyor.
- Bağlantılar uzun vadeli kurulmalı. Yalnızca o anlık ihtiyacınız için birileri ile tanışmaya çalışmak, kısa vadeli bir ilişkiye sebep olacaktır.
- İhtiyaç oluştuğu vakit, tanıdıklardan yardım istenecekken, ihtiyaç açık bir şekilde belirtilmeli, konu uzatılmamalı.
Konuyu uzatmak, karşıdaki kişinin niyetinizi anlamlandıramamasına, kafa karışıklığına, ve dolayısıyla size yardımcı olamamasına sebep olacaktır.
- Masanızı çok ayaklı yapın. Her tanıdığınız kurumsal hayattan veya her tanıdığınız devletten olmasın. Tanıdıklarınızı çeşitlendirin.
- Cesaret, fırsatlara açık olmak, çıkar ilişkisi, tanışma, zaman ayırma, fedakarlık, iletişim, tanıdık gibi kavramlara kendinizi alıştırın.
Stanford Üniversitesi Sosyoloji Profesörü Marc Granovetter’a göre hayatınızda 3 tip bağlantı var. Güçlü bir şekilde bağlı olduklarınız, zayıf bir şekilde bağlı olduklarınız ve çok zayıf şekilde bağlı olduklarınız. Zayıf şekilde bağlı olduğunuz kişiler, toplam bağlantılarınızın %80'i kadarını oluşturuyor.[1] Zayıf bağlantılarınız sayesinde eriştiğiniz gücün farkına varın, çünkü güçlü bağlantılarınız içindeki çeşitlilik ve yetkinlik çok daha sınırlı olacaktır.
- Tanıştığınız kişiye hemen kartvizitinizi vermek için uğraşmayın. İsiminiz ve soyadınızla kendinizi tanıtmak yerine direk isminiz ile tanıtın. Akılda kalıcılık olarak daha etkili.
- Bazı durumlarda kendi grubunuzu bırakın ve yalnız gezin. Tanışmalar için fırsat yaratın.
Profesyonel bir ricada bulunurken:
- İsteğinizin kendinize faydasını açıkça belirtin.
örnek: “Bu gerçekleşirse bana şu şekilde faydası olacak…”
- İsteğinizin istediğiniz kişi ile alakasını belirtin.
örnek: “Siz … ’dan bahsetmiştiniz, o sebeple size soruyorum.”
- İsteğinizin gerçekleşme durumunda topluluğa olan genel faydayı belirtin.
örnek: “Hem ..’nın da buna ihtiyacı vardı. O da faydalanmış olur.”
Network yaparken “sosyal kelebek” olmayın. Mümkün olan her konuda muhabbet etmek yerine, karşı tarafın çözebileceğiniz sorunlarını bulmaya çalışın veya çözülebileceğini düşündüğünüz sorunlarınızı çıtlatın. Yani çoğu zaman bağlamda kalın.
örnek: “Ben de işten ayrıldım. Şimdi .. pozisyonu ile ilgili başvurular yapıyorum, bu hafta iki mülakata katılacağım. Senin iş nasıl gidiyor?”
Skorcu olarak nitelendirilecek şekilde davranmayın. Yalnızca kendi ihtiyaçlarınız için sohbet kurmayın.
örnek: “Ben de işten ayrıldım. Şimdi .. pozisyonu ile ilgili başvurular yapıyorum, bu hafta iki mülakata katılacağım. Senin iş nasıl gidiyor?”
Çok derin ve kişisel duygu/düşünceleriniz ile sohbeti dağıtmayın. Samimi ama bağlamın içinde olun.
Dersten bir alıntı ile bitiriyorum:
“Bir yere ulaşmanın en akıllıca yolu daha önce o yere ulaşmış kişilere ulaşmaktır.”
Referans:
